RÖPORTAJ : ESKİ BİR ALIŞKANLIK, YENİ BİR AKIM : SESSİZ İSTİFA!
Röportajının tümüne buradan ulaşabilirsiniz ;
-Sizce ne gibi önlemler sessiz istifayı durdurabilir?
Son dönemlerde ülkemiz içinde de gözlemlediğimiz ve çoğu zaman İnsan Kaynakları profesyonelleri olarak çalışanları yakın takipte çıkış mülakatlarında da şahit olduğumuz durumlardan bir tanesi sessiz istifa. Peki, bu yaklaşım nedir? Eğer ki; sorumluluk alanlarınızın üstünde çalışma eforu harcamıyorsanız, işinizi çok fazla ciddiye almıyorsanız, işinize ve bulunduğunuz ortama karşı yeteri kadar tutku, motivasyonunuz yoksa ve günün sonunda işinizden de ayrılmayı düşünmüyorsanız, bu yaklaşımı sessiz istifa ya da vazgeçiş olarak tanımlıyoruz. Dünya çapında birçok araştırma; pandeminin iş yaşamında etkileri ile yeni nesil genç çalışanlar, yani bunu 30-35 yaş altı çalışanlar olarak da tanımlayabiliriz; bu eğilimin içinde olan milyonlarca çalışan var. Bu konuya ilişkin, sosyal medyalarda da yüzlerce paylaşım ve videolara denk geliyoruz. Videolar, iş-yaşam dengesi üzerine duygusal ve bir o kadar da esprili paylaşımlardan şakalara kadar inanılmaz boyuta uzanıyor.
Bu noktada; kurum üst yöneticilerine ve İnsan Kaynakları profesyonellerine büyük iş düşmektedir. Yöneticiler, çalışanları ile her koşulda yakın temasta kalarak, onları her açıdan yakından tanımaları bu sürecin tam tersi yani çalışana ve kuruma kazandıran tarafa dönüşmesinde büyük rol oynamaktadır. Çok temelde adım atılabilecek birkaç yaklaşımı aşağıda sıralayabiliriz;
- Çalışanların bireysel bilgi, beceri, yetkinlikleri, beklentileri ve motivasyon kaynakları yakından takip edilmeli ve en uygun yaklaşım ile gerekirse yeni modeller sergileyerek fakat her çalışana ayrı ayrı dokunularak ilerlenmelidir.
- Çalışanların eğitim ve gelişim süreçleri yakından takip edilmeli ve desteklenmelidir.
- Çalışanların kariyer beklentileri ve yolculukları en başından itibaren çok net bir şekilde çizilmeli ve desteklenmelidir.
- Çalışanların kuruma bağlılıklarını artıracak yeni uygulamalar ve çoğu zamanda kişiye özel fayda sağlayacak bir çok çeşitlilikte kaynaklar araştırılmalı ve sunulmalıdır.
- Son zamanlarda; kısmen pandeminin ve kısmen de teknolojinin getirileri ile birlikte farklı bir çalışma dünyasına ve tarzına uyum sağlanmak zorunda kalındı. Birçok arkadaşımız bu yeni dünya çalışma modeli ile zorlandı, yeri geldi mücadele etti. Unutmayalım ki; şimdiye kadar değişimin en yoğun yaşandığı bir ortamdayız. İşte, tam olarak bu noktada takip ve gerekli desteğin önemli olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyorum.
- Ken Blachard’ın da ifade ettiği gibi “İnsanların hak ettiği ve beklediği gibi davranın” yaklaşımını sonuna kadar liderler olarak uygulamak biz profesyonellere düşüyor.
-Bu istifa yönteminin son günlerde bu denli artmasının sebebi nedir?
Çalışanlar işlerinde başarı olsalar da, bir anda işlerini bırakma kararı yada motivasyonel olarak uzaklaşma kararında olabiliyorlar. Bu yaklaşımları, sadece çalışan tarafında değil, yönetim tarafın da olumsuz etkileri görülebiliyor. Kurum içinde aslında bir çok noktaya zararı olmuş oluyor.
İK profesyoneli olarak gerek davranışsal boyuttaki eğitimlerimde katılımcılarımdan aldığım geribildirimler, gerek ise hali hazırda çalışmakta olan profesyonel dünyanın içinde yer alan arkadaşlarımızla olan sohbetlerimde özellikle son dönemlerde aşağıdaki noktalarda istifa nedenlerini çokça duyuyorum ;
- Çalışanların kendilerini değerli hissetmemesi yani önemsenmediğini düşünmesi,
- Ast üst ilişkilerinde açık, şeffaf ve net ilişki kuramadığını hissetmesi,
- Yönetici ve çalışanlar arasındaki iletişim zayıflığı,
- Bireysel yetkinlik ve becerileri ile uygun iş tanımında yer almadığını düşünmesi,
- Kişisel, mesleki ve teknik gelişim boyutlarında kurumu ve yöneticisi tarafından yeteri kadar destek görmediği düşüncesi,
- Çalışanların iş performanslarında yaratıcılığını yeteri kadar kullanamadığının ve kısıtlandığını düşünmesi,
- Çalışanların içlerinde var olan potansiyelin yeteri kadar teşvik edilmemesi, desteklenmemesi düşüncesi,
- Son olarak ise; yeni dünya çalışma modelinin kurum içinde karmaşa yaratması, herhangi bir kültürün oturmaması ve buna bağlı olarak da çalışma saatleri kavramının zarar gördüğünü düşünmesi,
-İşyerleri sessiz istifa eden çalışanlarına nasıl bir geri bildirim vermeli? (İşten mi çıkarmalı yoksa geri kazanmak için adımlar mı atmalı?
Kurum yöneticileri, çalışanların neden istifa ettiklerini anlamaya çalışması kadar kurumda kalmayı tercih eden çalışanları anlamak için de zaman ve efor harcamayarak eksik kalan tarafları telafi etmeye başlayabilir. Çalışanları motive eden noktalar hakkında fikir edinmenin bir diğer yolu da “işte kalma” görüşmelerinin kurum içinde önemsenmesidir. Her iki boyutta da bire bir yakın temasın devam etmesi, gözlemlenmesi her açıdan kazandıran tarafa yönlendirecektir.
Çalışanları dinlemek, beklentilerini almak ve en önemlisi ise; onların işe, kuruma karşı motivasyon ve duygularının ne olduğunu anlayarak işe başlamak bu süreç için en önemli adımdır. Birlikte çalıştığınız kişinin kurum için neler yapabileceği hakkında konuşmak yerine, kendileri için ne yapmak istediklerini sorarak daha etkili ilerleme kaydedebiliriz.
Buna ilave olarak ise; yukarıda cevapladığımız “Sizce ne gibi önlemler sessiz istifayı durdurabilir? “ sorusuna verdiğimiz cevaplar ile ilgili olarak adımlar mutlaka atılmalıdır.
Düşünsenize, hepimiz “kabul gördüğümüz, umursandığımız, dinlendiğimiz, bağlı hissettiğimiz ve performansımızı en iyi versiyonumuzla sergileyebildiğimiz” bir kurumda kendimizi güvende ve mutlu hissederiz. Hal böyle iken de; hem çalışan, hem yönetici, hem patronlar, hem kurum, hem de marka kazanmaya devam edecektir. Özetle; çok boyutlu kazan kazan felsefesi örneği yaşanacaktır.
Tuba KARAGÖZ SEVER
Profesyonel Koç, Mentor, Kişisel Gelişim & Yönetim Danışmanı, İnsan Kaynakları Danışmanı
.